Aslında takvimlere çok anlam yüklememek gerekse de herkesin içinde hep bir umut yok mudur yeni yıla dair? Bu yıl eskisinden şöyle daha iyi olsun, böyle daha iyi olsun gibilerinden.
Jim’in pazarlama blog’unda 9 ipucu keşfettim hem iş hayatında hem özel hayatta kullanabileceğimiz ve senin için yorumladım. Şimdi başlayalım:
1- Her gün “gelecekte yaptığın için kendine teşekkür edeceğin” bir şey yap.
Burada Üstün Dökmen hocanın “yarına kalma teorisi” devreye giriyor. Bu teori bir kontrol mekanizması sağlıyor veçok basit işliyor. Bu teoriye göre yaptığın bir şeyin faydalı olup olmadığını anlamak için şu soruyu sormak gerekiyor: Bu yaptığım şey yarına kalmamı sağlayacak mı? Yanıtın evetse, yaptığın işin pratikte faydalı olduğunu düşünebilirsin. Yarınlarda sana fayda sağlayacak çünkü.
2- Bu yıl geçen yıldan daha çok başarısız ol.
Yani daha çok dene. Daha çok deneyerek başarısız olmazsan yani kendine başarısız olma imkanı tanımazsan yeni şeyleri denememiş olacaksın. Benim de bu noktada 2013-2014 yılında bir başarısızlığım var. Ama iyi ki de denemişim. Yine olsa yine yaparım. Yapmasaydım bundan 20 sene sonra yaşar da görürsem keşke deneseymişim diyecektim çünkü. Dinamikler o dönem için değişikti, olmadı ama iyi sonuçlar çıkardım bu tecrübeden.
3- “En iyi iyinin düşmanıdır.” sözünü duydun mu hiç? En iyiyi yakalayağım diye zamanın elinden uçup gitmesine izin verme.
En iyi o an için mümkün değilse bence iyiyi yakaladıktan sonra en iyiye dönüştürmek veya o süreçte daha iyisini hedeflemek daha makul. En iyisini almaya çalışmak yerine dünden daha iyi olmaya çalışmak yani kendinle yarışmak daha iyi.
4- İşinin uzmanı olmaya çalış. Hangi işi yapıyorsan en iyisini hedefle.
Hayır 3. madde ile çelişmiyorum orada en iyisi için bekleyerek zaman kaybetmenin dezavantajından bahsediyordum. Burada en iyisi olmak için azimle çalışmaktan ve umut etmekten bahsediyorum. Umut iyidir ancak hedefe gideceğin noktada bir strateji de değildir. Kuru umut bir şey getirmez. Bu konuda ipuçları istiyorsan onlar da burada saklı.
Malcom Gladwell’in 10.000 saat kuralını da yabana atma.
5- Jim, günde 30 dakika yürüyün demiş ama ben bunu spor yapın olarak değiştirmek istiyorum.
Spor, iş hayatının stresini azaltır, daha pozitif bir bakış açısı kazanmanızı sağlar. Ben de iyice araştırarak bir tur bisikleti aldım ki özellikle hafta sonları fırsat bulduğumda gruplarla birlikte önce kısa sonra uzun bisiklet turlarına çıkmak amacım. 2 sene salonda body yapmış, yediği her şeyin karbonhidratına bakan, tavuk makarna ikilisini hayat felsefesi haline getirmiş biri olarak artık kapalı alan sporlarına biraz mesafeli yaklaşıyorum. Ofis hayatının kapalı ortamlardan oluşuyor olması bunda etken belki de. Bisikletle turlara çıkma isteğim de bu yüzden.
6- 2015’te yaratıcılığını biraz daha artırmaya çalış diyor Jim.
Katılıyorum. Araştırmacı olmak, Flipboard, Feedly, Digg gibi reader’ları kullanarak sürekli yeni şeyler öğrenmeye meraklı olmak, akıl yürütmeler yaparak yeni korelasyonlar bulmak, önemli. “Fikir nasıl bulunur?” adlı kitapta okuduğuma göre “en yaratıcı insanlar beyninde iki farklı işin, konunun korelasyonunu çok iyi yapabilen insanlardır.” deniyor.
7- Sadece çalışma, farklı bir şeyler de yap.
Bu farklı olabilecek şeyleri sen bul. Mesela bu blog yazısı da bunun bir örneği.
8- Bu yıl, insanlara umduğundan fazlasını vererek şaşırtacağın bir yıl olsun.
Bu kişi iş arkadaşın olabilir, üstün olabilir.
9- Hani diyor ya Sezen Aksu. “İçindeki çocuğa sarıl, sana insanı anlatır.” İşte öyle.
İçindeki çocuğa sarıl, bırak açığa çıksın. İş hayatındaki sınırlamalardan biraz kurtulup ilk başta acayip gelen şeylerin bazılarına biraz fırsat verirsen belki içlerinden bazıları güzel fikirlere dönüşür. Demek istediğim; bu çok garip ya diye köşeye attığın fikirler kim bilir üzerine iyice düşünülüp brainstorming’lerle nadide fikirlere, girişimlere dönüşebilir.
Yazılarınızdaki içtenlik “Okudukça okuyasım geliyor.” derecesinde :)
Teşekkür ederim Özlem hanım.
Selamlar,